9486,56%0,12
39,28% 0,01
44,97% 0,08
4244,08% 0,19
6833,74% 0,00
Daha çocuk yaşta gel dik İstanbul’a. Önce Eminönü Küçükpazar, sonra Dolapdere. Her iki semt de insanı yutan cinsten. Esnafın, kaçakçının, yankesicinin iç içe yaşadığı yerlerdi buralar. Neyse ki, bizim mücadeleci abilerimiz vardı da bize yol gösterip sahip çıkıyorlardı.
Dolapdere’yi eskiler iyi bilir. Dereboyu Caddesi, Taksim Caddesi, Kurtuluş Yokuşu’nun birleştiği alan; Elmadağ’a çıkan yol çöplük yığınıydı. İstanbul’un bazı ilçelerinin çöpleri burada toplanırdı. Etrafında da bizim meşhur esmer vatandaşlar tene ke barakalarda yaşardı. “Meşhur” diyorum, çünkü oranın esmer vatandaşları diğer semtlerdekilerden farklıydı. Bölgenin bazı küçük, köhne sokakları her tür rezaletin işlendiği sokaklardı. Yabancı sigaralar yasak olduğu için kaçakçılar tarafından ülkeye sokulur, gençlere hatta genç kızlara sattırılırdı.
Bu bölgede bu işlerin büyük patronu Yaşar ağa vardı. 70’li yılların en popüler arabası Murat 124’tü. Yaşar Ağa’nın da süslü püslü çok sayıda Murat 124 arabası vardı. Murat 124, o zamanlar malum personelin servis araçlarıydı. Bölge motorcu, kaportacı, oto elektrikçi, oto camcı, oto kilitçi, oto döşemeci esnaflarının bol olduğu bir yerdi. Hepsinin Yaşar Ağa’ya ihtiyacı vardı.
YAŞAR AĞA’NIN İTİBARI
Burada kısa bir ara verelim. Tabii, bölgenin iş adamları ve iş hanları da vardı. İş adamların dan biri bir iş hanı yaptırıyor, altında da petrol istasyonu. Fakat adam yamulmuş, kısmen felç olmuştu. Evet, ağzı yamuk tu. Adama demişler ki: “Yaptığın iş hanının yerinde bir mezar vardı, onu yıktığın için çarpılmışsın. Sen iş hanından bir kısmını mescit yap.” Tavsiye eden kişi belki de bölgede bir cami olsun diye söylemiş de olabilir, çünkü bölgede cami veya mescit yoktu.
Tabii, mescit yapılır, ibadete açılır, imam bile atanır. İmamın maaşını iş adamları mı veriyordu, Diyanet mi, hatırlamıyorum. Mescit özellikle cuma namazlarında, bayram namazlarında dolar taşar. Cemaatin en ön saftaki, imamın arkasındaki müdavimlerinden biri Yaşar Ağa’dır. Hani şu kaçakçılıktan, kadın ticaretine, yankesicilikten, bitirim işlerin patronu Yaşar ağa vardı ya...
Yaşar Ağa esnaf nezdinde iti bar sahibidir. Kahvenin en köpüklüsü, çayın en demlisi, sıcak havalarda gölgenin en serin yeri Yaşar Ağa’nındır. Hele bir de cuma ve bayram namazı sonrası yüklüce bir bağış yapmaz mı dillere destan Yaşar Ağa!
ÇIKAR UĞRUNA GÖZ YUMULAN GERÇEKLER
Yaşar Ağa yabancı sigaraları kaçak yoldan getirir, uyuşturucuyu dağıtır, gençleri zehirler. “Olsun be, esnafa işi çok veriyor, kimse ses çıkarmasın!”
Yaşar Ağa bitirimlerin patronudur, mazlumun yiyeceği ekmeği keser. “Olsun, kahvenin köpüklüsü onun olsun!”
Yaşar Ağa yankesicilerin patronudur, pazarda Ayşe Teyze’nin cüzdanını hiç eder. “Olsun, çayın demlisi onun olsun!”
Yaşar Ağa gencecik kızlarımızı ağına düşürüp malum personel yapar. “Olsun canım, mescide en çok bağışı o yapıyor!”
Yani, her zerresinden ahlaksızlık fışkıran, kimsenin ses çıkaramadığı Yaşar Ağa’ya aman ha ses çıkarmayın; “Nafakamız kesilir, mescidimizin yardımı kesilir, Allah muhafaza!”
Yaşar ağa’m çok yaşa...
BAYRAM GÜNLERİNDE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİM
Şimdi bu bayram gününde “Ne alaka?” diyeceksiniz belki de. Bilmem, aklıma geldi. Çocuklukta yaşadığım bir zaman dilimini anlatmak istedim, belki de biraz anlamaya çalıştım.
Gördüğümüz yanlışlar karşısında “Ben mi düzelteceğim?” diyoruz ya...
“Çalıyorlar ama çalışıyorlar” diyoruz ya...
“Para varsa itibar var” diyoruz ya...
Pozlar vererek yardım yapıyoruz ya...
Komşuluk değerleri kaybolduğunu bildiğimiz halde “Bana ne?” diyoruz ya...
“Tüyü bitmemiş yetimin hakkı” demeden, “devletin malı deniz, yemeyen keriz” diyoruz ya... “Amaaann, ben mi düzelteceğim?” diyoruz ya...
Toplumun DNA’sı bozuldu, millet olma özelliği kay boldu, hâlâ sessiz kalıyoruz ya...
Bayram geldi, manevi ikliminden uzaklaştırıp bir tatil havasına sokuyoruz ya...
Aslında bu kadar sessizliğin altında “aman bana bir şey olur mu? İşim kesilir mi? Bir şey söylersem ceza alır mıyım?” korkumuz var ya... Var ya... Var ya...
Hani diyoruz ya . Ballandıra ballandıra anlatarak bir kurban keselim diyoruz ya...
Kurban keselim de kurban olabiliyor muyuz ya...
Hayırlı Bayramlar